Reklamlar
DünyaTarih

Roma Neden Yıkıldı? Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizi Nedir?

Reklamlar

Roma İmparatorluğu’nun ekonomik çöküşüne neden olan Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizi nedir ve neden yaşandı? İmparatorluklar, krallıklar, devletler… Hepsi kurulur ve zamanla yıkılırlar. Peki Dünya’nın görmüş olduğu en büyük imparatorluk neden yıkıldı?. Bu soruyu ekonomik açılardan inceleyelim.

Roma’nın Altın Çağı

Roma’nın altın çağı hangi imparator döneminde yaşanmıştır diye sorsak çok farklı cevaplar alabiliriz fakat muhtemelen çoğu tarihçi, Marcus Aurelius döneminde yaşandığını söyleyecektir. Ben de aynı fikirdeyim… Marcus Aurelius döneminde imparatorluk en geniş sınırlarına ulaşmış, sanatta, müzikte, mimaride ve diğer konularda Roma, dünyanın geri kalanından çok ilerisine gitmiştir.. Ancak tarihi bir gerçeklik vardır ki bu asla şaşmaz “Zor Zamanlar Güçlü İnsanlar Yaratır. Güçlü İnsanlar rahat zamanlar yaratır. Rahat Zamanlar Güçsüz İnsanlar Yaratır ve Güçsüz İnsanlar Zor Zamanlar Yaratır”

Marcus Aurelius ve önceki başarılı imparatorlar da halefleri için böyle rahat bir ortam yaratmıştı. Bu rahat ortamın yetiştirdiği basiretsiz, güçsüz imparatorlar da Roma’nın sonunu hazırladı.

üçüncü yüzyıl ekonomik krizi
Roma Tanrısı

Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizinin Nedenleri

İster fizik kuralı deyin, isterseniz tarihin tekerrürü deyin sonuç değişmez. Her yükseliş maksimum noktasına ulaşır ve burada bir süre güçlü bir şekilde kaldıktan sonra, yükselişten daha hızlı bir şekilde düşmeye başlar. (bkz: momentum). Her makinede bir düzensizlik vardır. Bu düzensizliğe müdahale edilmezse de makine durur ya da arıza çıkarır. Bu düzensizliğe de (Bkz: Entropi) diyoruz. Roma İmparatorluğu da mutlaka bu düzensizliğe teslim olmak zorundaydı. Herkesin aklına aynı şey geldi. Evet düşündüğünüz gibi ABD’de bu düzensizliğe teslim olacak ancak bu bugünün konusu değil.

Non uno die roma aedificata est – Roma bir günde kurulmadı.
Latince Bir Atasözü
Tweet

Roma bir günde kurulmadığı gibi bir günde de yıkılmadı. Gücünün zirvesinde iken hiç yıkılmayacak gibi duran imparatorluğun sınırları batıda Kuzey İngiltere, güneyde Arap çölleri, doğuda İran, Kuzeyde ise İskandinavya’ya dayanmıştı. Roma bilinen Dünya’nın neredeyse tamamına hükmediyordu. Bugün bile böyle bir imparatorluğu yönetmek ne kadar zor hayal edin. Düşünün ki Roma bu devlet organizasyonu birinci yüzyılda kurmuştu. Roma’nın başarısını belki kavrayabilirsiniz. Böylesi devasa yapının içerisinde ise düzensizliğin yani entropinin olmaması ise düşünülemez.

Reklamlar
En Geniş Roma İmparatorluğu Sınırları

O yıllarda zenginliği ve medeniyeti temsil eden Roma, Dünya’nın geri kalanına ise barbar diyordu. Romalı olmayan bu barbar kavimler ise bu zenginlikten payını istiyorlardı. Bu nedenle sürekli Roma sınırlarına doğru istila ve saldırılar yapılıyordu. Bu saldırıları bertaraf etmek isteyen Roma daha fazla asker bulundurmak zorunda kalıyordu.

Reklamlar

Daha fazla asker daha fazla harcama demektir. Sınırlarında bu kadar çok asker bulundurmak zorunda kalan Roma’nın harcamaları git gide artmaktaydı. Askerlerin maaşlarını ödemekte zorlandıkları için bütçe kısıntılarına gidiyorlardı.

Yerel yöneticiler ya da valiler toplanan gelirlerin büyük bir bölümünü merkeze göndermek yerine kendi zenginliklerini artırmak için kullanıyorlardı. Çünkü daralan bütçe harcamalarından paylarını beklemek yerine doğrudan gelirlere el koymayı tercih eden yöneticiler artmaya başlamıştı.

Bütçede bu daralmayı gören askeri yöneticiler ise paylarına düşeni almak için yönetime müdahaleye başlamış ve sürekli imparator değişimine sebep olmuşlardır.

Sürekli değişen imparatorlar nedeniyle istikrar bozulmuş ve devlet otoritesi sarsılmıştır. Bu kadar büyük sınırlar tek kişi tarafından yönetilmeyeceği düşünülerek bölünme fikirleri ortaya çıkmıştır.

Böyle düzensizlik, çaresizlik, kargaşa içinde olan her halk gibi Romalılard da yeni ortaya çıkan Hristiyanlığa yönelmiş ve git gide dindarlaşarak imparatorluğun resmi dinin(Bkz: Paganizm) yerine almaya başlamışlardı.

Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizi

Üçüncü yüzyıl ekonomik krizi çok basit olayların bir birini tetiklemesi ile başlamıştır. Roma’nın büyüklüğüne göre çok küçük barbar kavimlerin sınırlara yaptığı küçük yağmaların çözümünü daha fazla asker ile çözmeye çalışan Roma İmparatorları, güçlü bir askeri sınıfın ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu askeri sınıfın masraflarını, ihtiyaçlarını karşılamak için sürekli para basılmıştır.

Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizi ve Enflasyon Etkisi

Devletin askerleri finanse etmek için sürekli para basması bu paranın içinde ki altın ve gümüş oranını sürekli düşürmesi nedeniyle ülkede çok ciddi bir enflasyon ortaya çıkmıştır. Neticede istedikleri paraları alamayan askerler halkı yağmalamaya başlamış ve adalet bozulmuştur. Devlete olan güvenin azaldığı toplumlarda görülen dindarlaşma Roma da artmaya başlamış ve yeni ortaya çıkan Hristiyanlık imparatorluk sınırları içerisin hızla yayılarak yeni bir kargaşaya neden olmuştur.

Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizi ve İstikrarsızlık

Bu kargaşa döneminde, düzenlerinin devam etmesini isteyen askeri sınıf sürekli kendilerine yakın gördükleri yöneticileri imparator yapmak istemişlerdir. Herkesin kendi çıkarlarını gözettiğibu dönemde erken kalkan imparator oluyordu dersek abartmış olmayız. Bu 50 yıllık dönem içerisinde yaklaşık 25 imparator değişmiştir. (bkz: Roma İmparatorları Listesi)

Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizinin Çözülmesi

Aslında hiç lafı eğip bükmenin bir anlamı yok. Bu kriz Roma’nın yıkılmasına sebep olmuştur. Fakat yine tarih kitapları bu dönemin İmparator Diocletianus tarafından bitirildiğini yazarlar. Diocletianus bir bakıma Roma İmparatorluğunun II.Abdülhamid’i dir. Bitmiş bir devleti bir süre ayakta tutmuşsa da günü gelmiş her şey gibi Roma’nın yıkılmasını da kimse engelleyememiştir.

Yine de Diocletianus bu krizin sonlandırılması için büyük çaba göstermiş Tetraşi adı verilen dörtlü bir yönetime geçmiştir. Yazının başında da bahsettiğim gibi Zor Zamanlar Güçlü İnsanlar Yaratır ve bu kadar zor zamanlarda güçlü bir lider ortaya çıkmıştır. Bu da Diocletianus du.

İmparator Diocletianus’un İstanbul Arkeoloji Müzesindeki Büstü

Diocletianus, Üçüncü Yüzyıl Ekonomik Krizi ile mücadel için enflasyon ile çok ciddi bir mücadeleye girişmiştir. Bazı malların ve maaşların fiyatını sabitlemiş ve karşı çıkanı idam ettirmiştir.

Askeri sistemi yeniden düzenlemiş ve merkeze yakın yerlerde az asker tutmuş ve askerleri daha çok sınırlarda görevlendirmiştir. Böylece askerlerin devlet yönetimine müdahalesini azaltmıştır.

Devlet içerisinde huzursuzluğa neden olan Hristiyanlara karşı çok sert davranmış ve ibadethanelerini yıktırmıştır.

Bu sert hatta acımasız politikalar ise Roma’nın ömrünü 100 yıl uzatmıştır.

Reklamlar

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu